24 Mart 1921 – Vecihi Hürkuş Anlatıyor

Garp Taarruzundan Notlar

“Dünden kalan vazifeyi yapmak üzere küçük tayyaremle uçtum. Söğüt  – Bilecik yolu üzerinde büyük bir yürüyüş kolu yakalamıştım. Bir alay tahmin ettiğim bu düşman kıtası, bomba ve makineli tüfek ateşlerime açık bir hedef olup perişan bir halde dağılmıştı. Daha ilerleri de taradıktan sonra notlarımı doldurarak dönmüştüm. O gün güzel bir tesadüf eseri motörde hiç bir arıza belirmedi. Yere indiğim zaman, derhal tayyarenin hazırlanmasını söylemiştim.(Hâlbuki hemen her uçuştan dönüşte en az iki üç günlük iş çıkması, sanki bir itiyattı.)

“Aynı gün öğleden sonra: Bir düşman tayyaresinin Eskişehir istikametinde uçmakta olduğu haberi üzerine, karşılamak maksadıyla havalanmıştım. Fakat tam Çukurhisar mevkiine vardığım ve düşman tayyaresini havada gördüğüm sırada, sanki sabah hizmetini unutmuş gibi, tayyaremin motörünün birdenbire aksilikler ve sarsıntılar yapmağa başladığını hissettim. Bu aksilik pek kritik bir zamanda başladığı için ben çok müşkül vaziyette kalmıştım. Arıza malum, buji derdi idi.

“Fakat o anda hiç bir şey yapabilmek imkânı da yoktu. Bir sevki tabii ile gaz keserek inmeğe başladım.

“Yere indiğim zaman düşman tayyaresi üzerimde hem bomba atıyor, hem de makineli tüfekle zemini tarıyordu. Uçmaktan mahrum tayyaremi bırakarak kaçmağa başladım. Çünkü elimde en küçük bir müdafaa vasıtası bile yoktu. Bütün kuvvetimle koştuğum bu sırada kulaklarımda büyüyen acı bir ıslık sesini işitiyordum ki, havadan inen bombanın korkunç hışırtısı çok yakından beni sarmıştı.

Derhal kendimi içinde bulunduğum kuru dereciğin kumları üstüne attım. O anda hemen bir metre önümde keskin bir seda ve hafif bir sarsıntı hissettim ve açılan deliği gördüm. Henüz bomba patlamamıştı. Dimağımda nasıl bir intiba hâsıl oldu, onu da ifadeye imkân bulamam. Yalnız iyi hatırladığıma göre, burnumu gömecek kadar yüzümü kumlara yapıştırmış ve tavik tapalı bir bombanın geç patlamasını beklemiştim.

Bu bombanın patlamaması sadece bir şans eseriydi. (Bombayı, sonra yerinden çıkardığımız zaman, üzerindeki emniyet piminin acele ile çıkarılmadan atıldığını ve bu sebeple patlamadığını görmüştük) Eğer bu bomba patlamış olsaydı, parçaların tesirinden sarfınazar, ben bombanın kaldıracağı toprak üzerinde bulunduğum için, çoktan ebediliğe doğru kanatsız uçmuş bulunacaktım.”

Havacılık Tarihinde Türkler–Cilt: 2 s:60; “24 Mart 1921 günü Vecihi bir sorti daha yaparak Söğüt-Bilecik arasındaki yoldan ilerleyen bir Yunan alayını bombaladı ve makineli tüfek ateşine tuttu.”

TVHMD

Pin It on Pinterest

Share This

Bunu Paylaş

Bu sayfayı takipçilerinle paylaş!