
Hürkuş’un 79 Yıllık Uçak Öyküsünde Son Perde – Vecihi XV Maketinin Son Durumu
Bundan yıllar yıllar sonra, 1926 yılında nasıl başarmışsak, bugün de başarımızı sürdürüyoruz.
Aşağıdaki yazıda, orjinalinin yapımından 79 sene sonra TUSAŞ için aslına uygun bir şekilde gerçek boyutlarında yapılan VECİHİ XV maketinin ibretlere vesile hazin sonu anlatılmaktadır… Yeni bilgilere ulaştıkça Vecihi XV maketinin son durumu hakkında sizlerle bilgi paylaşmaya devam edeceğiz.
VECİHİ XV UÇAĞI VE HÜRKUŞ PROJESİ
VECİHİ XV; Vecihi Hürkuş tarafından 1933 Yılında Vecihi Sivil Tayyare Mektebi’nde (VSTM) projesi, yapımı ve uçuşları gerçekleştirilen 3. uçağıdır.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.( TUSAŞ / TAI ); 2006 yılında bir Türk Başlangıç ve Eğitim Uçağı üretme kararı almıştır. Projeye “HÜRKUŞ” adı verilmiştir. Çalışmalarla uçağın hangarda yapım aşamaları tamamlanmış ve 2012 yılında “Uçağın Hangardan Çıkarılış Töreni” aşamasına gelinmiştir. TUSAŞ yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde; törende HÜRKUŞ’un yanında bir VECİHİ uçağının yapılmasını önerdik. Önerdiğimiz Uçak Vecihi XV‘ti. Bu önerimizin sebebi Vecihi Hürkuş tarafından tasarlanıp üretilen bu uçağın aynı zamanda ilk Türk eğitim uçağı olmasıydı.
Bu orjinaline uygun ikinci uçak üretim projemiz olacaktı. Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği olarak ilk uçak projemizi, 2011 yılında Sayın Prof. Dr. Bingür Sönmez liderliğinde bir ekibin isteğiyle dönem Yönetim Kurulu üyesi Sayın Hakan Demirbağ ve Sayın Vecdi Yücalan ile tamamlamıştık. Yaptığımız uçak; Erzurumlu Nafiz Kotan Bey tarafından orduya hediye edilen Fiat R2 uçağı idi ve götürüldüğü Erzurum Hava Alanında sergileniyordu.
İMALAT
Dönem Yönetim Kurulu Üyemiz Sayın Selçuk Tekin Özer başkanlığında VECİHİ XV’in proje ve planlarını üretim için hazırladık. TAI’nin istediği fizibilite çalışmaları yapıldı. Üretimi fiilen yapacak firma ile TAI arasında protokol yapıldı. Aralarında planlandığı şekilde üretim aşamalarında ödemeleri yapıldı ve süresinden önce VECİHİ XV uçak maketi tamamlandı.
Yapımından 79 sene sonra, proje ve planlarına, fotoğraflarına uygun, döneminin malzemelerine en yakın ve uygun malzeme ile “motoru konsa uçacak” VECİHİ XV’i yaptık.
(G: 9.85 m, U: 7.10 m, Y: 2.85 m)
Vecihi Hürkuş’un kızı Gönül Hürkuş, Vecihi XV Uçağımız İle Birlikte
TAI tarafından yapılan ödemeler dışında; Uçağın pervanesinin görsel olarak hafif hareketini sağlayan elektrik motoru ve tesisatı tarafımızdan yaptırıldı. Uçak, montajlı olarak tutulmadığından; defalarca (TAI izniyle) İstanbul-Ankara yolculukları yaptı (Airex fuarları, Beşiktaş Müzesi sergisi gibi). Her montaj için Ankara’ya ekiple gittik. Yüklendi İstanbul’a geldi. İstanbul’da ekip montajını yaptı. Uçak boyandı. Bez kaplı uçak her sergilenme öncesinde boyandı. Aynı işlemler sergi sonrasında Ankara’ya gidiş ve teslimde de gerçekleştirildi.
VECİHİ VE HÜRKUŞ
TESADÜF SONUCU ORTAYA ÇIKAN GERÇEKLER
Yıl 2018, TVHMD Şubat toplantımızda bir üyemiz Ankara Çamlıdere’de “VECİHİ” uçağı gördüklerini anlattı. Heyecanla hemen araştırmaya başladık. Neredeydi? Nasıl korunuyor, sergileniyordu? Neydi? Kim yapmıştı? Nasıl yapmıştı? Çamlıdere ile ne bağlantısı vardı? Vecihi XV maketinin son durumunu merak etmiştik
Belediyenin internet sitesi haberine göre; VECİHİ XV, 2016 Kasım ayından itibaren 7.200 nüfuslu Çamlıdere ilçesindeydi. Ziyaretçi akınına uğruyordu, Fevzi Uzuner ailesi tarafından belediyeye hediye edilmişti. Belediye tarafından onarılmıştı(!)
Fotoğraflar vardı uçağın getirilişi ve sergilenişini gösteriyordu. Uçağın muhteşem pervanesi yoktu. Uçak bir çayırın üzerine otların arasına bırakılmıştı. Kanatlar ve kuyruk tamamen yerdeydi. Uçağın içine çocuklar dolmuştu.
Çamlıdere Belediye görevlisi ise maketin kapalı bir alana alınacağını, biraz tamir ve boya işi olduğunu yeni fotoğrafları bunlar yapıldıktan sonra yayınlayacaklarını söylüyordu.
Eyvah! demek ki bu uçak tarafımızdan TUSAŞ için ürettiğimiz uçaktı ve geldiğini belirttikleri 2016 Kasım ayından beri açıktaydı. Yağmur, kar, fırtına ve güneşin altındaydı. Demek TAI uçağı kötü halde teslim(!) etmiş, belediye onarmıştı. Ama yine onarıma ihtiyaçtan söz ediyorlardı.
Bir yıldan fazla süredir bir parkta açıkta. Pervanesi yok. İçinde çoluk çocuk dolmuş. Ahşap ve bez ana maddeli uçağının özenle korunması gereken gövde ve kanatlarının durumu ve boyasının, Ankara’nın kar, fırtına ve soğuğuna, yazın sıcağına ne kadar dayanabildiğini ve ne halde olduğunu düşünemiyoruz. Bilgi alamıyoruz. TAI’den arıyorlar; “VECİHİ XV sizde mi” diye soruyorlar. “Hayır” diyoruz. “Geçenlerde size verilmesi konuşuluyordu” diyorlar.
Uçağı bir aile belediyeye hediye(!) etmiş. TAI yönetiminin değiştiği ortamda “olanlar olmuş” gibi gözüküyor.
Daha fazla sabredemezdik. Gitmeli ve Vecihi XV maketinin son durumunu bizzat görmeliydik.
ARAŞTIRMA GEZİSİ VE YIKICI GERÇEKLER:
Vecihi XV maketinin son durumu
Ankara Çamlıdere’ye gitmek, durumu çıplak gözle görmek gerekiyordu. Ve tahammül edebilmek. 8 Nisan 2018 Pazar günü Ankara Çamlıdere’de dehşet saatleri. Deklanşöre her dokunuş, her kare inanılmaz bir akıl tutulmasını, insafsızlığı, öngörüsüzlük ve bilgisizliği kaydediyordu. “Her nasılsa ben sahip oldum ya, ölse de anlamı yok” mantığı, bir kez de olsa manşette yer aldım. Vecihi de kimmiş…
Çamlıdere “ÇUF ÇUF OYUNCAK MÜZESİ” uçağın son ikametgâhı.
Gerçekten müzede olması gereken uçak, ne yazık ki çocuk oyuncağı olmuş. Bu muhteşem fikrin sahipleri ve uygulayıcıları mutlaka gurur duyuyorlardır eserleriyle.
Uçağın kapalı bir mekâna götürülmesi, bakım görmesi, boyanması artık imkânsız. Tenekeden pervaneye mi yanarsınız? Aslında ve makette olmadığı halde kuyruğa konulan alakasız dolma lastiğe mi? Üstüne çıkmaktan parçalanıp sarkan kanatlara mı? Ahşap ve bez esaslı uçağı açıkta çürütüp kanat altlarına profil boru ile destek ve ayak yapmalarına mı? Ayrıntıları ile göstergeleri, kumanda kolları, pedalları ile motor konunca uçacak uçağın kokpiti parçalandıktan sonra üzerinin naylonla örtülmesine mi?
1920 ve 1930’larda ürettiğimiz değerleri koruyamamışız. Söylemediğimizi ve mangalda külünü bırakmıyoruz. Öngörü eksikliği ve cehalet. Tamam, doğru.
Bugün 2018’de uçak maketini korumuyoruz, yok ediyoruz.
Sözün bittiği değil, başlaması gereken yerdeyiz…
*Siz bu durum hakkında neler düşünüyorsunuz?
Lütfen yorumlarınızı bizimle paylaşın.
Yazıklar olsun gerçekten tarihimize, geçmişimizin izine sahip çıkılmaması ve bu utancın onca emeğe karşı yapılması akıl almaz bir olay
açık havada bez kaplı bir uçak sergilenmesi birinci hata. ergenlerin ulaşamayacağı ve kapalı bir alanda sergilenmesi daha uygun olacak. Tarihe ,emeğe hiç saygı kalmadığının ilkel bir toplum haline geldiğimizin canlı şahidi bu uçaktır yazık
Tarih yapan kişilerin eserlerine sahip çıkamadığımız gibi gördüğüm kadarıyla güncel taklitlerine bile sahip çıkamıyoruz. Menfur olayı ortaya çıkaran Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneğini tebrik ederim. Ayrıca Vecihi Bey’in taklidi de olsa eserinin TVHMD’ne teslim edilmesini, bakım ve onarımının yapılarak bir müze de veya Cebeci’deki mezarı başında (taşındığında da Cebeci Şehitliğinde) sergilenmesi isteğimdir.
Türk Havacılığın atası olarak kabul ettiğim Vecihi Hürkuş anısına yapılan bu saygısızlık kabul edilemez , canlısına tahammül edememiş bu halk hatasını anlamamış ki uçağın maketine bile saygısızlık yapıyor , yuh be yuh be yuh be
Ne söylenebilir bilemiyorum. Onlarca cümle geçti aklımdan. Biz ne zaman bu kadar vefasız, vurdumduymaz ve akıl dışı olduk. Gerçekten çok üzücü. Umarım en kısa sürede gerekli bakımlar yapılır ve TVHMD’ne hibe edilir.
Çok acı. Maalesef ülkenin genelindeki marjinalite, umursamazlık ve etik çözülmeyi gözler önüne seriyor bu olay. Çok üzüldük ama şaşırdıkmı ? Hayır !
Acımasızlığın, saygısızlığın, cahil cesareti ve küstahlığının tavan yaptığı günümüzde öncelikle adının değiştirilmemiş olmasını bile lütuf olarak kabul etmeliyiz. Hiç geri adım atmadan; yaşanan süreci kamuoyuyla sürekli paylaşmalı, sorumluları kesinlikle teşhir edilmeli ve yenisin yaptırılması için kamuoyu baskısı yaratılmalı. İçimden geçen gerçek düşüncelerimi yazmam size, derneğinizin etik değerlerine ve sayın Hürkuş’un anısına saygısızlık olur!…
Gerçekten inanamıyorum, yüzlerce kelime geçiyor aklımdan hangisini kullanacağımı bilemiyorum. Şu bir gerçek tel tel dökülüyoruz. Bunca emek, bunca duygu ve saygı, yok oluyoruz. ÜZGÜNÜM hem de çok…
Tam 1 saattir resimlere baktım üzülerek
Denebilecek sözleri yazamam icimde
Yeterli olmayacak ama bende bu hale getirenleri KINIYORUM diyecem
Söylenecek ne var, ne diyebiliriz? BU DURUMA GETİRENLERİ KINIYORUM, AYIPLIYORUM
Sayın Can Özkan;
“İstikbal Göklerdedir” sözünü çok sever, fırsat buldukça da kullanırız. Bilinmesi gerekir ki istikbal, göklerden zembille inmez.
Türkiye’de ilk otomobil (Devrim) 1961 yılında yapıldı. Elbette çok önemli. Ancak Vecihi Hürkuş ilk Türk uçağını (Vecihi K-VI) 1924 yılında yaptı. Otomobil yapımından 37 sene önce uçak yapan ve uçan Vecihi Hürkuş öncülüğünde gelişmesi gerekenler, çalışması gerekenler bu havacılık miladını anlayamadı ve çalışmadı.
Öncüleri anlayamaz takip edemezseniz, onları yalnız bırakır hatta engellerseniz, bu gün bulunduğunuz yeri beğenmeseniz de çakılıp kalırsınız.
Paylaştığımız olay birilerine önemsiz, feryadımız cılız gelebilir.
Üniversitelerimizin havacılıkla ilgili; fakülte ve bölümlerine, akademi ve yüksek okullara, meslek okullarına, meslek liselerine bakalım kaç öğretim üyesi, kaç öğretim görevlisi, öğretmeni, çalışanı ve öğrencisi vardır?
Havacılık kulüpleri, kamu ve özel kurumları, göklerin aşığı, sevdalısı olduğunu söyleyen. Ben Vecihi Hürkuş’um. Aynı benim hikayem. Benim idolüm, idealim diyen kaç kişi vardır?
Peki ahşap ve bez esaslı kaç uçağınız vardır? Kaç uçağınızın da bire bir maketi vardır (motor konulsa uçacak)?
Peki çok kolay mıdır bunu düşünmek, karar vermek, planlamak ve yapmak?
Evet ise neden yapılmadı? Neden yok?
Duymadınız mı? Dinlemezseniz duyamazsınız ki…
Görmediniz mi? Bakmazsanız göremezsiniz ki…
Emek vermemiş de olabilirsiniz.
Ama emeğe değer vermeyi denesek. Bu yaşanan doğru, güzel ve iyi değilse; cahilane, körlemesine yeniden karşılaşırsak ne yapmalıyız?
Neden şimdi, hemen yapılması gerekenler nedir diye düşünmüyoruz?
Kendi sesimizi duymuyor, duyamıyor, duymak istemiyorsak, feryatlar hep yalnız çığlıklar olarak kalacaktır…