SİNEMADAKİ FİLM – VECİHİ HÜRKUŞ FİLMİ
FOTOĞRAF: (VECİHİ HÜRKUŞ UÇAĞININ KOKPİTİNDE)
Bir HÜRKUŞ Filmi
Bir Hürkuş filmi, müthiş bir kahramanlık filmi. Ne zamandır bekleniyordu. Yüz değil ama en az elli yıldır bu film yapılmalıydı. Yıllar yıllar öncesinde adını duyardınız. Özellikle 1930’lu yıllarda gazete ve mecmualarda büyüklü küçüklü binlerce haber ve fotoğraf yayınlanmıştı.
Eskiden
Sinemalarda, hatta yazlık sinemalarda bile film öncesi fragmanlar yer alırdı. “Gelecek program” zaten bilinirdi. Haftalar öncesinden de seyircisi hazırlanmaya başlanırdı. Boş duvarlarda ve özellikle sinema yakınlarında bir duvara ya da gövdeli bir ağaca çivilenmiş bir tabelada görürdünüz. Afişler de oldukça kıymetliydi. Uçmasın, yırtılmasın, hatta sökülüp alınmasın diye kenarlardaki çiviler arasına kınnap gerilerek koruma önlemleri alınırdı.
Ama “Yakında” ya da “Pek Yakında” sözlü ve yazılı anonsuyla duyurulan filmler daha bir bilinmez, daha bir merak edilen filmler olurdu. Film adları çok yahşi olurdu. Öyle ki daha fragmanını, afişini görmeden adından senaryolar yazılırdı hayallerde, eş-dost arası sohbetlerde. Yerli filmlerde adına göre konuyu ve olayları tahmin etmek fazla uzmanlık istemezdi ama yine de seyirciler kimi zaman kendi hayali senaryolarını daha iyi bulur, “Mutlu Son” bazen seyirciyi doyurmazdı. Kimileri de mutlu sonla evlerinin yolunu tutar, gece de rahat uyurlardı.
Film öncesinde fragmanlar dışında bazen, özellikle ithal filmlerle beraber gelen haber filmleri gösterilirdi. Genellikle Amerika’da bazen Avrupa’da neler olmuş, gözümüzü, kulağımızı dört açıp izlerdik. Çeviriler haber filminin akışıyla bizi sürüklerdi. Elin oğlu ulusal propagandalarını rahatlıkla yapar etkiler, özendirirdi. Dünyaya açılan bir pencereydi ama, sanatını, kültürünü, yaşam tarzını suyun altından pazarlardı.
Sinema yaygındı
Neredeyse her kasabada sinema vardı. Savaşlar sonrasında propaganda filmleri hız kesmiyordu. En çok ilgi çeken, demir kuşlardı; “Tayyareler”. Onlar bazen gazete ve mecmua sayfalarında yer alırdı ama sinemalardaki haber filmlerinde, hareket ve görsellik cümbüşünde çıkardıkları müthiş sesler, tayyareleri beyninize kazırdı.
Anadolu’da hangi şehirde, kasabada olursanız olun. Saatlerce, günlerce başınızı göğe çevirip baksanız, bir tayyare (uçak) görebilmeniz bir mucize olurdu. İşte o yıllarda (1930’lu yıllar) Tayyareci Vecihi Hürkuş; projesini ve imalini yaptığı ilk sivil Türk uçağı VECİHİ XIV ile Türkiye’de sertifika alamadığı için, bin bir zorlukla gittiği Prag’da uluslararası sertifikasını almıştır. Avrupa semalarında bir türk uçağı ile ilk ve tek uçuşu yaparak VECİHİ XIV ile yurda dönmüştür. Türk Tayyare Cemiyeti (Türk Hava Kurumu) için havacılığı anlatmak, havacılık eğitimlerinin gerçekleşmesi için bağış toplamak üzere bu uçakla 2 büyük yurt turu yapar.


(FOTOĞRAF: YURT TURU VECİHİ UÇAK MOTORU ÜZERİNDE)
Yurt Turları
İşte Vecihi; Karadeniz, İç Anadolu, Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde şehirlerin, kasabaların, köylerin üzerinde uçar. Halk, havada göremediği uçağı kasabasında, şehrinde görmektedir. Vecihi, uçaktan havacılığın önemini ve gereğini anlatan el ilanlarını atar. Küçücük alanlara muhteşem inişler yapar. Coşkun bir kalabalık her yerde belki saatlerce onu beklemektedir.
Vecihi motorun üzerine çıkar ve havacılığın önemini ve neden önde olmak, güçlü olmak gerektiğini anlatır. Bir eliyle pervaneyi tutar. Söylevleri bilgilendirir, coşkuyu, ilgiyi sevgiyi ve kendisine, ülkesine güveni arttırır.
Vecihi konuşmakla kalmaz. İsteyenleri, kadınları, gençleri, köylüleri, kamu görevlilerini uçurur. Bu keyifli uçmalar, hava kararıncaya kadar sürer.

(FOTOĞRAFTA: ERTEM EĞİLMEZ (imdb.com)
Ertem Eğilmez
Ertem Eğilmez, en sevilen Türk filmlerinin yapımcısı ve yönetmenidir. 1929 Trabzon doğumludur. Vecihi Hürkuş yurt gezisinde Trabzon’a, Of’a geldiğinde 2 yaşındadır ama Vecihi’nin izleri o kadar derin ve etkilidir ki o dönemde doğan çocuklara “Vecihi” adı verilmesi neredeyse bir gelenek olarak sürmektedir. Mahalli basın Vecihi ile ilgili her haberi 8 sütuna manşet vermektedir.
Ertem Eğilmez, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunudur. Çağlayan Yayınevi’ni kurar, sonra mizah dergisi “Tef”i yayınlar. 1961 yılında Efe Film, 1964 yılında Arzu Film şirketini kurar. Büyük filmler yapar.
“Gülen Gözler” filmi 1 Mart 1977 tarihinde vizyona girer. Aile, dram ve komedi ile örülmüştür. Sadık Şendil’in senaryosunda karakterleri Şener Şen, Adile Naşit, Münir Özkul, Halit Akçatepe ve Ayşen Gruda canlandırır. Onlara can veren sesler için de öncelikle Gazanfer Özcan ve Fuat İşhan’ı anmak gerekir.


(FOTOĞRAFLARDA: GÜLEN GÖZLER FİLM AFİŞİ ve VECİHİ ROLÜNDE ŞENER ŞEN )
Pilot Vecihi, Vecihi Hürkuş mudur?
Bilgiler netleşinceye kadar Vecihi Hürkuş, pilot Vecihi’dir. Bir komedi karakteri (Pilot Vecihi) ile askeri ve sivil bir kahraman uçak tasarımcı ve yapımcısı (Vecihi Hürkuş) neredeyse özdeşleştirilmiştir. Elbette gerçek olanı bilmek gerek. Komedinin, esprinin, gerçeklerin sınırını bilmek ve korumak gerek.
Vecihi Hürkuş bugün artık daha iyi tanınıyor. Onu tanımak, Türk havacılığının doğuşunu ve uzun yıllar gelişmesini bilmektir.
Tayyareci Vecihi Hürkuş Müzesi Derneği 2007 yılında onu daha iyi tanıtmak, anlatmak ve adına bir müze yapılmasını sağlamak için kuruldu. İlköğretim okulu öğrencisinden, yüksek lisans tezi hazırlayanlara kadar ilgi duyan, bilgi arayan herkese, kurumlara yardımcı oluyoruz. Her kanaldan ulaşılabilir durumdayız. Herkese açığız.
Bilgi, doğru ise işe yarar, fayda sağlar.
Elbette sinemanın kuralları vardır. İzleyiciyi elde tutmak, onu dünyasından koparıp başka bir yere taşımak. Onu mutlu etmek, korkutmak, heyecandan titretmek, güldürmek, ağlatmak zor şeydir. Ustalık ister. Sinema filminin belgeselden farklı olduğu bilinir. Aksiyonlar gereklidir. Çerçeveyi doğru anlatım için esnetmek mümkün olabilir. Sınır nedir? Sınır, gerçekler mi olmalıdır? Senaryo yazarlarının hayal gücü mü? Aksiyon, aksiyon dediğiniz şey gerçek dışıysa, akıl, mantık dışıysa anlatmak istediğiniz kahraman, sizin dolar gözlüklerinizin kurbanı olmayacak mı? Filmi izleyenlerle onun hayatını okuyanlar farklı Vecihi görmeyecekler mi? Hangisi Vecihi? Hangisi Vecihi Hürkuş?
Ve biz; onu doğru tanıtmak isteyenlere, “Gerçekler böyle değil ama o bir film. Belgesel değil” diyebilirler mi? Bu yeterli veya geçerli olur mu?
Vecihi Hürkuş Filmi Çalışmaları
Ne ilktir ne de son olacaktır başlamış olan film çalışmaları. Bugüne kadar 10 kadar senaryo çalışmasının danışmanlığımız istenerek bizimle paylaşıldığını söylersek görüşümüzü bildirme hakkımız anlaşılır.
Bu senaryo çalışmaları elbette bizim sırrımızdır. Ne bir sahne, ne bir söz sızmıştır. Bir kısmı, eğrilikleri düzeltemediğinden, bir kısmı ise “aksiyon! aksiyon!” diye tarihe, gerçeklere karşı Vecihi Hürkuş’un yaşamını sorumsuzca değiştirmiştir.
“Motor” demek pek çok kişinin hayalindedir. Çok çalışmak, kendini Vecihi Hürkuş filmi çekmeye hazır hissetmek, kendine inanmak gerekir. Vecihi Hürkuş ruhunu anlamak ve o yolda çalışmak herkesin harcı da değildir.
Özetle
Gelecekte, yerli ve yabancı yapımlardan VECİHİ HÜRKUŞ FİLMLERİ HAFTASI düzenlendiğinde; filmler arasındaki fark da tarihin süzgecinde değerini bulacaktır.
“Çok güzel bir film ama bu Vecihi Hürkuş değil” yargısı, tarih ve gerçeklerin tanıklığı karşısında kutuplar kadar soğuk olacaktır.
TVHMD
Bunu Paylaş
Bu sayfayı takipçilerinle paylaş!