BEDRİYE GÖKMEN – İlk Türk Kadın Pilotu








TÜRK KIZLARINDA HAVACILIK SEVGİSİ ve BAŞARI HASLETİ
Türk kadını deyince insanın her şeyden evvel İstiklal Savaşı hatırına geliyor. Düşman karşısında ve ateş hattında Mehmetçiğe azık ve kurşun taşıyan yaralarını şefik elleriyle sardıktan sonra, sırtında saatlerce, of demeden, sargı yerlerine koşturan bu sıcak yurdun kahraman kızları havacılıkta da ağabeylerinin yanında layık oldukları yerleri almakta hiç gecikmemektedirler.
Bu kahraman ruhlu dişi insanların hasletinden herhangi birini bir istisna olarak ele alabiliriz. Hepsi birbirinden kahraman olan bu temiz kızlarımıza, şu veya bu hadiseyi örnek diye ortaya koymaya hiç lüzum var mı? Hayır.
Biz yalnız, kızlarımız arasında ilk kız tayyarecimiz Bedriye Gökmen Bacı’yı tarihe bir saygı olarak ele alıyoruz ve onun hakkında Sayın İffet Halim’in 1933 yılında Havacılık ve Spor dergisinde kaleme aldığı güzel bir yazısı ile sahifelerimizi tezyin ediyoruz.
İLK KADIN UÇAKÇI “BEDRİYE TAHİR”
Yeni Türkiye’ye yakışır bir enerji gösterdiğinden dolayı çok takdir ettiğim Vecihi Bey’e bir mektup yazdım ve mektebinde yetiştirdiği ilk kadın uçakçının duygusunu, ülküsünü birkaç not içersinde sordum.
Vecihi Bey büyük bir nezaketle bana bu yardımda bulundu ve talebesinin duygularını ve düşüncelerini ilişik olarak bana gönderdi. Aşağıda onları Bedriye Tahir H.ın ağzından dinliyelim.
“Tayyareci olmak içilen duyulan arzunun başlıca sebebi uçmak hissinin insanların yaradılışında olmasıdır. Buna en büyük delil bundan yüzlerce sene evvel insanların kimi kanat takarak, kimi barutla ve daha bir çok vasıtalarla uçmaya teşebbüs etmiş olmaları ve bu uğurda bir çok kurban vermeleridir.
Çocukluğumdan beri kuşların çırpınışlarını, kanat çırpışlarını, dönüşlerini büyük bir dikkatle seyreder ve bundan zevk alırdım.
Tayyareleri seyrederken tatlı bir heyecan duyar ve bu insanlar ne mesut, ben de böyle uçsam diye düşünürdüm.
Benim nazarımda tayyareciler insanlığın fevkinde büyük bir kudret sahibi kimselerdi, onlara karşı kalbimde büyük bir hayranlık ve hürmet hisleri dolu idi, benim için onlar bambaşka birer varlıktı.
Gazetelerde tayyareciliğe ait en küçük bir yazıyı bile kaçırmazdım. Bütün emelim bir kerelik olsun tayyareye binmekti. Bazan kendimi tayyareci olmuş farz eder, bir çok tehlikelerle karşılaşır, hiç korkmazdım ancak paraşütle atlamayı tahayyül ettiğim zaman irkilirdim fakat ilk uçuşumdan sonra bu korku da tamamen zail oldu. Bu gün bir paraşütle atlamak için zerre kadar tereddüt etmem.
Bu memlekette hissedilen heyecanlar öyle gariptir ki anlatılmaz ancak hissedilir. Bunun için de uçmak lazımdır.
Şunu söyliyeyim ki bir tayyareci, yalnız havada uçmaz. O her zaman ve her yerde uçar. Mesela vapurda, tramvayda, otomobilde, hatta yürürken bile uçar. Benim rüyamda uçmadığım gece hemen hemen yok gibidir. Bir tayyarecinin bindiği her vesaiti nakliye onun için tayyaredir. Ve o vesaiti nakliyenin her hareketinde tayyareci, tayyaresinde imiş gibi kendi kendine kumanda eder.
Tayyarecilik öyle tatlıdır, öyle caziptir ki bu mesleğe intisap eden bir daha ayrılamaz.
Tayyarecilikteki ülküm iyi bir tayyareci olmak, Türk kadınlığının bu sahada da diğer milletlerden geri kalmayacağını göstermek ve memleketimde tayyareciliğin ihyası için çalışmaktır”
Türkiye havasında uçmaktan duyulan bu içten sevginin, bugün bir Türk kadını tarafından da anlatılabilmesi, bizim için cidden bir adımdır.
Bu duyguyu inceleyecek olursak, yeryüzündeki hız ve hareket mefhumunun, bir uçakçıda nasıl bir karakter meydana getirdiğini görürüz. Bu karakter yeni insan karakteridir ve bu meslek, yeryüzü gidişinin en yenisi ve en şövalyece olan mesleğidir.
Gençlerimize, hayali değil, hakiki ufuklar açıldı, kadınlığımız yükselişini maddeten görebilecek hale geldi.
Benden yeni Türkiye’ye ve onun yeni çocuğu Bedriye Hanım’a daha yükselişler ve Vecihi Bey’e tebrikler.
BEDRİYE GÖKMEN BACI
İlk Türk Kadın Pilot: Bedriye Tahir Hanım
Şu temiz bakışlı, şu tertemiz gülümseyişli, şu dimdik duruşlu genç kızın resmine bakınız; takkesini nasıl afili yanlamış. Saçlarını nasıl sadelemesine koyuvermiş! Boyun şalını nasıl fiyakalı ilmikleyip sarkıtmış! Bu kız, Greta Garbo’nun et ve pomat kokan pis bir filminden duygulandığı için böyle durmuyor. Bu kız Türk göklerinin en üstünde gökçülük imtihanı veren ve tam numara ile Türk toprağına inen ilk Türk kızıdır. Bakışı da, gülümseyişi de, fiyakası da, afisi de, kurumu da bizden yana ona helal olsun.
Biz onu yirmibeş yıldan beri bekliyorduk. Yani Bedriye Gökmen Bacı o zaman henüz doğmamıştı bile. Biz onu ister Bedriye, ister Hürmüz, ister Fatma olsun, ta… ilk tayyareci erkek Salim Erzurum’dan beri bekliyorduk. İlk tayyare şehidi Fethi ile Sadık’tan beri bekliyorduk.
Ortaasya’da hız alan ilk Türk Akıncısı nasıl ki, kadını ve kargısı ile dehre dervana doludizgin öyle çalana pervane akın edecekti.
Varan bir!
Yirmibeş yıllık bir hazırlıktan sonra akın başlamıştır.
Bedriye Gökmen Bacı’nın gökçülük imtihanını mümeyyizler yapmadı, mümeyyizler numara vermedi. Bu imtihanı yapanlar Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlu’da, Ağrı’da uçanlar ve oralarda kalanlar yaptı, numarasını onlar verdi.
Bu neticeden anlıyoruz ki, Bedriye Gökmen kız, birkaç defa ün almış bir Türk Bacısı’dır.
- Kendi parası ile çalıştı;
- Kendi tevazüü ve iradesi ile çalıştı;
- Şatafata, lükse bakmadı;
- Gazete makaleleri, şair kafiyeleri, ressam fırçaları beklemedi;
- Tayyareci olduktan sonra ne olacağını, kendisine ne yapabileceğimizi, ellerini böğründe mi bırakacağımızı, yoksa başımızın tacı mı edeceğimizi düşünmedi;
- Paramı, gücümü, benliğimi, Türk göklerine vereceğim, dedi;
- İlk Türk kadın tayyareci olacağım, dedi;
- Sade bir geçim için çalışıp kazandığını göke verdi
- Kendisine işte böyle en ucuzundan bir takke, en ucuzundan bir şal ve en ucuzundan bir ceket ayırarak dişi şamanlar gibi yaşadı.
Ve sonunda dileğine, ülküsüne erdi. Ülküsüne erdi demek bilmem doğru mudur? İç benliğin erilmez dileklerine ülkü denilirse onun daha çoook dilekleri olsa gerek.
Böylesine kahraman, böyle çalışışın adına, kahramanlık derler.
Bundan üç yıl önce bir tayyare şehitleri ihtifalinde şöyle demiştim:
“Ey Kahraman Türk kızı!
Senin de şu mezarlardan birinde, sizi de şu göklerin her tarafında selamlamak istiyoruz.
Çabuk olun! Çabuk olun Türk Kızları”
Bu gün onların ne olduklarını, nasıl bir hızla atıldıklarını Bedriye’nin yenilmez gücünde görüyoruz.
Türk Hava Şehitlerini, yaşıyan Türk Hava Kahramanlarını, ilk Türk Kadın Tayyareci Bedriye Gökmen Bacı’nın göklerden derin bakışlı gözlerinde bir defa daha selamlıyorum.
Bunu Paylaş
Bu sayfayı takipçilerinle paylaş!